Hipospadias Nedir?

Hipospadias Nedir: 

Hipospadias, üretral mea adı verilen, çocuğun idrar yaptığı deliğin penisin ucuna değilde alt yüzde herhangi bir yere açılmasıdır. Bu delik ile penis ucu arasındaki bölgede üretra adı verilen idrar kanalı tam olarak oluşmamıştır. Hipospadias penis eğriliği (üretral kurvatür ya da kordi diye de isimlendirilir), penis torsiyonu, penis derisi sorunları ve idrar kanalı sorunları ile birlikte sıkça birlikte görülür.  Bu anomali, her 250-300 erkek doğumda veya yaşayan her 125 doğumda bir görülmektedir.  

Nedeni: 

Anne karnındayken bebekte seksüel ve üretral gelişme altıncı haftada başlar ve on dördüncü haftada tamamlanır. Bu gelişmenin değişik aşamalarında duraksama olması sonucu hipospadias meydana gelmektedir. 

Sınıflandırma: 

İdrar deliğinin yerleşimine göre farklı farklı sınıflandırılmaktadır. Penisin baş kısmında yer alan, normal idrar deliğinin olması gereken yere çok yakın olan bu olgulara “glanüler hipospadias”, penis baş kısmı ile penis gövdesi uç kesimi arasındaki olanlara “koronal hipospadias” denir ve her iki durum genel olarak "hafif dereceli (distal) hipospadias" tanımlaması içinde yer alır. Çocuklarda en sık karşılaşılan ve cerrahi başarı oranının en yüksek olduğu grup bu gruptur. Daha aşağı yerleşimli hipospadiaslar da vardır, idrar deliğinin yerleşimi penis gövdesinin ortasında olanlara “Orta dereceli (midpenil) hipospadias”, penis orta kesimi ile torbaların birleştiği bölgede hatta anüse yakın perine dediğimiz bölgede yerleşenler ise “ağır dereceli (proksimal ve perineal) hipospadias” olarak adlandırılırlar ve bu grubun cerrahi tedavileri genellikle evreli olmaktadır (Resim). Çünkü bu hastaların çoğunda penis eğriliğide mevcuttur ve bu durumun da ameliyatla birlikte düzeltilmesi gereklidir. Eğer eğrilik düzeltilmezse ameliyat başarısı ciddi anlamda düşer. 

Tedavi: 

Cerrahi tedavide tanımlanmış yaklaşık 500 çeşit ameliyat bulunmaktadır. Temel amaç üretra denilen idrar deliğinin penisin ucuna getirilmesidir. Temel olarak dikişle idrar kanalını oluşturduktan sonra üzerine bir katman olarak yama getirilmesi dokuyu daha sağlamlaştırır. Ameliyatta penis kökü bir lastikle boğulur ve penis derisi köküne kadar soyulur. Daha sonra penise suni ereksiyon yaptırılır. Bu şekilde kordi adı verilen penis eğriliğinin varlığı araştırılır. Penisteki eğrilik mutlaka düzeltilmelidir. Daha sonra yeni oluşturulacak idrar deliğinin yeri belirlenir ve mevcut dokular kullanılarak 6/0, 7/0 ve 8/0 gibi emilebilen dikişlerle yeni üretra oluşturulur. Hipospadiasın ağırlık derecesine göre beraberinde sünnet de yapılabilir, ya da sünnet derisi yama olarak kullanılabilir. Ancak ameliyatla sünnetin birlikte yapılmaması görüşü doğru değildir, aksine beraberinde sünnet yapılması çocuğu ikinci bir ameliyattan kurtaracaktır. Ameliyatın durumuna ve hastalığınızın derecesine göre idrar sondası takılabilir, bu sonda ortalama 3-7 gün kalır. İdrar deliğinin normal yere göre çok uzakta olduğu proksimal hipospadiaslı hastalarla, ağır derecede kordisi olan ve üretranın kısa olduğu hastalarda işeme deliğinin normal yerine getirilmesi için vücudun farklı yerlerinden (genellikle ağız içinden, mesaneden ve testis torbasındaki fasyalardan) doku alınması gerekebilir. Bu ameliyatlar iki veya üç aşamalıdır, buna ameliyat sırasında suni ereksiyon yaptırıldıktan sonra Cerrahınız karar verir.  Tüm durumlarda durumda da mümkünse yeni bir üretral kanal oluşturularak üretral kateter konur ve operasyon tamamlanır. Dokunun olgunlaşmasının gerektiği ya da kanalın ağzının normal yerden çok uzak olduğu olgularda alınan doku penise yerleştirilerek olgunlaşma beklenir, asıl düzeltme işlemi ya da kanalın tam oluşturulması daha sonraki bir tarihe (her ameliyat arası yaklaşık 6 aydır) ertelenebilir. İdrar sondası yerine drenaj amaçlı göbek altına sistostomi kateteri de konulabilir ancak bizim tercih ettiğimiz bir yöntem değildir. Ameliyatların başarı şansı idrar deliğinin yerleşim yerine göre ve penis eğriliğinin derecesine bağlı olarak %60-98 arasında değişir. En sık görülen komplikasyonlar fistül (kaçak) ve striktür ya da stenoz (yeni yapılan kanalın daralması)’dur. Bu komplikasyonların tedavisi genellikle ilk ameliyattan daha kolaydır ve aileler açısındanda daha rahat bir ameliyat sonrası dönem vardır. Hipospadias tamirinin uzun dönem sonuçlarına bakıldığında ise ereksiyon, boşalma ve çocuk sahibi olma olasılığının çocuk yaşlarda uygun şekilde tamir edilen hastalarda hiç etkilenmediği görülür.

 


 

Hipospadias Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

 

  • Hipospadias nedir?

Hipospadias, erkeklerde doğuştan gelen bir durumdur ve üretra açıklığının normalden daha düşük bir konumda olması anlamına gelir. Bu durum genellikle penisin alt kısmında, başka bir deyişle normal çıkış noktasından daha yakın bir konumda bulunur.

  • Hipospadiasın nedenleri nelerdir?

Hipospadiasın tam nedeni bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, hormonal değişiklikler ve çevresel etkenlerin bir kombinasyonu olabileceği düşünülmektedir.

  • Hipospadias belirtileri nelerdir?

Hipospadiasın belirtileri arasında idrar yaparken eğik bir akış, penisin alt kısmında açıklığın olması ve penisin görünümünde anormal bir durum bulunabilir.

  • Hipospadias nasıl teşhis edilir?

Doktorlar genellikle fiziksel muayene ve bebeklerde hipospadias belirtilerini gözlemleyerek bu durumu teşhis ederler. Ayrıca, gerekirse ek testler de yapılabilir.

  • Hipospadias tedavisi nasıl yapılır?

Tedavi genellikle cerrahi müdahaleyi içerir. Cerrahi, üretranın doğru konumuna taşınmasını sağlar ve bu genellikle çocuklar daha küçükken yapılır.

  • Hipospadias cerrahisi sonrası iyileşme süreci nasıldır?

Cerrahi sonrası iyileşme süreci bireyden bireye değişebilir, ancak genellikle çocuklar hızlı bir şekilde iyileşirler. Cerrahi sonrası dönemde belirli kısıtlamalar ve takip ziyaretleri gerekebilir.

  • Hipospadiasın uzun vadeli etkileri nelerdir?

Çoğu durumda, cerrahi müdahale başarılıdır ve uzun vadeli etkiler minimal olabilir. Ancak, bazı durumlarda komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve bu durumlar doktor tarafından izlenmelidir.

  • Hipospadiasla ilgili aileler neler yapmalıdır?

Aileler, çocuklarının durumuyla ilgili olarak doktorlarıyla düzenli iletişimde olmalı, cerrahi sonrası talimatlara uymalı ve çocuklarının sağlıklı bir şekilde büyümesini desteklemelidir.

 

 


 

Çocuk Hastalıkları Hakkında Daha Fazlasını Öğrenin

Çocuklarda sık görülen birçok hastalık çeşidi vardır. Bu hastalıklar hakkında önceden bilgi sahibi olmak, ebeveyn olarak sizleri daha hazırlıklı tutar. Sizler için bloğumuzda çeşitli çocuk hastalıklarını ele aldık.

Başlıklara tıklayarak ilgili yazıya ulaşabilirsiniz;

ÇOCUKLARDA GRİP VE NEZLE (SOĞUK ALGINLIĞI)

Çocuklarda grip ve nezle tüm mevsimlerde görüldüğü gibi özellikle kış aylarında ve mevsim geçişlerinde daha sık ve ağır seyreder.

ÇOCUKLARDA ÖKSÜRÜK

Öksürük ailelerin çocukluk çağında en çok şikâyet ettikleri şikayetlerden biridir. Öksürük bir hastalık belirtisi olup insanın solunum sistemi yollarını korumaya yönelik vücudun tepkisidir, reflekstir.

BADEMCİK İLTİHABI NEDİR?

Bademcik iltihabı vakalarının çoğu, soğuk algınlığına veya grip virüsüne (grip) neden olan virüsler gibi viral bir enfeksiyondan kaynaklanır. Bademciklerin korunması, bağışıklık sisteminin işlemesi için oldukça önemlidir.

ÇOCUĞUMUN KALP HASTALIĞI OLABİLİR Mİ?

Kalp hastalıkları genellikle ileri yaş hastalığı olarak bilinse de, çocuk ve gençlerde azımsanmayacak kadar fazla görülüyor. Kalp hastalığı şüphesi olan çocukların ebeveynleri tarafından iyi gözlenmeli çünkü bu çocukların kalp hastalıklarının erken teşhisi hayati önem arz etmektedir.

ATEŞLİ HAVALE

Bebek ve 6 yaşa kadar olan küçük çocuklarımızın bir kısmında, ateşlenme ile birlikte ortaya çıkan ve havale olarak bilinen ateşli nöbetler görülebilmektedir.

ÇOCUKLARDA YÜKSEK ATEŞ

Vücut ısısının normalin üzerine çıkma ateş olarak tanımlanır. Yani vücut ısısını koltuk altı ölçümle 37,2 °C üstü, kulaktan ölçümle 37,8 °C üstü ve rektalden (anüsten) ölçümle 38 °C üstü olarak tanımlanır. 

ÇOCUKLUK ÇAĞI AŞILARI

Aşılamada hedef hastalıklar; sık görülen, ağır veya ölümcül seyreden veya kalıcı hasar bırakma riski olan hastalıklardır. Aşılanan kişi kendisi hasta olmayacağı gibi yakın çevresine hastalığı bulaştırma riski de taşımayacaktır ve onları da dolaylı olarak koruyabilecektir; bu olaya toplumsal bağışıklık (Herd İmmunity) denilmektedir.